Köklerine işlemiş, bu günün öncesinin derin yaraları olmuş.
Kendine, kendini ispatlamak için yaralarına tuzla basmış.
Gururunu ayakta tutmaya çalıştığı kişi olmuş, hem de tırnaklarıyla kazıyarak.
Ayakta tutmak zorunda olduğu kırılgan ama güçlü olmaya ihtiyaç duyan öz saygısı için savaşmakta.
?Bu onu boyun eğmek ve eğmemekte,
?Bu onu güçlü ve zayıf olmakta,
?Bu onu kontrol eden ve edilen olmakta,
?Bu onu aşağılanmak ve saygı duyulmakla ilgili katı ikilemlere sürüklemekte.
Bıçak sırtı algılar sisteminde dar bir çizgiye bunlarla hapis olmakta.
İşte bu insan;
☄️Somuta,
☄️İspata,
☄️Rasyonel düşünceye,
☄️Pozitif bilime,
☄️Aktivist yaşama,
☄️Güvenli alanlara,
☄️Sabit fikirlere,
☄️Korumacı ve kontrolcü yapıya,
☄️İsmin önündeki kalabalık ünvanlara,
☄️Güçlü veya zengin olmaya,
☄️güven sorunlarına,
☄️çatışmacı iletişimlere
☄️küskün kırılgan insanlar olmaya katı bir şekilde yaktın hale gelirler.
Yardım alabilmeleri zordur.
Değişmeleri yıllar alır ya da kendi hızlarında imkanları kadar değişirler.
Egoları bırakmaz peşlerini
Ve derinde bir yerde hep yaralı kalırlar.
Bu nasıl mı olur?
Şöyle olur,
?Duygularıyla içten ve samimi temas kurmaktan kaçınırlar.
?Zihin yapıları derin benlik sorgularına müsade etmez.
?Yaratılış, ruhsal kimliklerinden utanç duyarak tüm yaşamlarını onu düzenlemeye bastırmaya ya da görmezden gelmeye adadıklarının farkına varamazlar.
?Yaralı kimlikleri özde kırılgan ve dayanıksız kalır.
?Esneklik paylarının yetersiz oluşu görüş açılarını ciddi oranda daraltır.
Bu ve buna benzer nedenler değişmelerine engel olur.
– konu oldukça uzun olduğundan şimdilik bu kadarıyla kesmek istiyorum müsadenizle-