“Ben ne dedim ki” diyebildi köşeye sinmeden hemen önce.
Daha da bir başka şey diyemedi.
Sadece öfkeden deliye dönmüş olanı izledi.
Hiç susmadan bağırıp çağırıp elindekileri fırlatışını izledi.
Bu kadar çıldıran birisini ilk kez görüyordu.
Sebepli çıldırışlara aşinaydı ama bir damla sudan böylesi bir fırtına kopuşuna ilk kez şahitti.
Makinalı tüfek gibi saydırıyordu dudakları kelimeleri, elleri kolları kontrolünü kaybetmiş bir araba gibi yalpalıyordu.
Gözlerine bir baksan, oradan da içeriye şöyle bir göz atsan…
Artık içeride o yoktu. Sanki şeytan çoktan girmiş yerleşmiş içine ve orada yuva yapmıştı kendine.
Söyle bir baktı ve,
“Ben ne yaptım” ‘ın ikincisini ancak sessizce içine söyleyebildi.
****
Kıvılcımı çıkaran.
Patlamadan etkilenir her zaman.
…..
İçimize attıklarımız,
Atık ünitelerinden öğütüp bıraktıklarımız,
Arıtıp geriye kazandırmayıp biriktirdiklerimiz.
Bir şehir çöplüğüne gömülmüş gibi, gaz üretmeye ve toprağın altında birikmeye devam eder.
Sıkışmış gazın bir çıkış bulacağı anda olduğu gibi.
Bu ana bir kıvılcımın denk geleceği zamanların bulunduğu rastlantıda.
Beklenmedik patlamalar olur insanlarında hayatında.