Bahsedilmesi gerekli bir başka konu da, kavrayıştır.
Kavrayışlar, bilişler, hissedişler, sezişler ana konulardan bir kaç tanesidir.
Ne için ana konulardır derseniz.
Ruhsal düzlem ve kişisel gelişimler için verilen gayret yolculuklarının parçalarıdır.
Kavrayış oldukça geniş bir alanı kaplar. Bu yüzden kavranması zor bir konudur.
– Açıklık,
– Esneklik,
– Kabul,
– Bilinç,
– Benlik,
– Arınmışlık,
– Denge,
– Eğitim,
– Deneyim,
– Akıl,
– Mantık
– Bilgi,
– Zaman
….
Başlıca ihtiyacı olanlardır. Düz bir yaşayışta maruz kalına ve temas edilmiş olan kadarına, olan yaşanılanların kendisine kavrayış gelişir. Bu kavrayış aslında bir öğrenmişlik ve ezberlemişlik olarak gerçek manada genişleyen ve gelişebilen, hedeflediğimiz kavrayışın uzağında bir yerdedir.
Kavramak; tüm yönleriyle en derinine, özüne, başlangıcına, ana fikrine inmek ve onunla bütün olmaktır. Örneğin bir şekliyle abartılı net bir örnek olsa da; Yer çekimini kavramak, düşmüyor iken, düşüyormuşçasına onun insanı aşağı çekişini tüm hücrelerinde yaşamak. Düşmeden, düştüğünde parçalanışını hissedebilmektir. Bilmekten fazlası, anlamaktan ilerisi, yaşamaktan bir geride olmaktır.
Kavrayış en net empatiden daha ileri bir seviyedir. Yerine koymak olarak değil. Anlıyor olmak ve anladığını % bin biliyor olmaktır. Öyle bir eminliktir ki, tam olarak içinde olmak, bedenden kopmuşçasına bir düşünce bir canlı bir zaman bir duygunun kendisi olmak ve bunların toplamı kadar ve kendini biliyor olmak gibi içinde olunan bir başka denkliğin eşiti olmaktır.
Fazla-fazla gelen bu anlatım, abartılı bir kavrayışın, ileri bir kavrayış hayalinin özeti gibidir.
Basit manada olabildiğince, kavrayabilecek nitelikleri toplamanın da bizim yolumuz olmasında bir sakınca bulunmaz.