Üretebilen insanların üretmesi gerekli.
Bu bir mecburiyet gibi kaynağın sahibinin yakasını bırakmayan kaderi.
Çünkü, onlardan beslenmeyi bekleyen onlar yüzler binler var.
Buluşu bulmak zorunda, keşfetmek zorunda, hasat yapmalı, çalışmalı, artı değer katmalı…
Bu onun kaderi.
İşte onlar kederlerini mecburen gerçeklemeli.
Hayat onlar için iltimas geçmiyor, müsamaa göstermiyor. Yapmaları gerekene mecburlar. Mecburiyetleri, kaderleri ve diğerlerinin onlardan bekledikleri.
Diğerleri…, onlar kimler mi?
Kendileri kadarlar,
Oldukları kadar,
Olabileceklerini ancak olanlar,
Tüketim hakkına sahipler,
Eksikler,
Mazlumlar,
Alacaklılar,
almayı kendine hak görenler,
Sömürücüler,
Tüketiciler,
İmkanı olmayanlar,
Bir şeylerin zamanını bekleyenler
Yönetici veya özel olarak dünyaya getirilmişler
Onlar, yüzler, binler….
Hindistan’daki bir toplu taşım aracının üstüne binmiş kişiler kadar kalabalıklar.