Çalışmalarımızdan Bazılarında Karşımıza Çıkan Karmaşık İlişki Açmazlarına Bir Örnek Verelim Dilerseniz….
Bir sıra ilişki sorunu incelemem üzerine ilişki sorunlarında kendini haksızlığa uğramış hisseden iki farklı insanın karşılıklı hissedişlerinin kaynakları üzerine daha derin düşünmek gerektiği üzerinde yoğunlaştım.
Kendi haklılığı konusunda fazlasıyla emin olmanın yollarından birisi yalnızca kendini izlemekten geçer.
Zorundaymış, mecburmuş, olağanmış, onu ilgilendirmezmiş, göreviymiş olarak diğeri için hissedilenlerden eksik bırakılanlar konusunda kendindeki yansımalarına odaklanır ki bu da uğradığına inandığı haksızlığın kaynağını…
Yargılamak ve eleştirmek de ilişkiler için en tehlikeli zeminleri oluşturur.
Verdiklerini yücelten, aldıklarını azımsayan yaklaşım. O kişinin hayatındaki diğer insanı görünmez ve dikkate alınmaz kılar.
İşin aksi yönünde meseleyi tatminkar olamamanın sıkıntısının diğer insanın onu görmemesinden kaynaklandığında algılar ve bu duyguda düğümlenir.
Oysa gerçek çok daha farklıdır. Esas görmeyenin kendisi olduğunu yansıtma mekanizmaları kullanarak uyguladığını fark etmesi normal koşullar altında mümkün olmayacaktır.
Eskilerde haksızlıklara uğramış insanların, hayatlarının devamında olağan beklentileri haksızlığa uğratılmaya çalıştıkları inancının sürülmesinden oluşacağı ön görüsüyle. Beklentiler yüksek tatminler ve olumlu algılar minimumda süregelecektir.
Alacaklı ve verecekli, kazanan ya da kaybeden denklemleri üzerinde ikili ilişkileri süren insanların genel yapısı budur. Meselenin birlikte kazanmak veya kaybetmek aralığında algılanmadığı ve varlık mücadelesinin en temel ilişkisine yüklendiği durumlar tüm hayat kavgasının verildiği arenayı ilişkisine çekmesi ile sonuçlanacak olması duygusal intiharını belirlenemez kökenlerle yaşaması anlamını taşıyacaktır.
Bu durum istismar edilmiş, kullanılmış, sevilmemiş, görülmemiş, taktir edilmemiş… geçmişlere sahip insanların olağan gelecek açmazlarını oluşturabilecek bir mekanizmadır.
Genellikle kişiler haklılık donelerini bir araya getirerek, düşüncelerini destekleyen toplu verileri elde edeceklerdir. Toplam sonuçlara bakıldığında ise gerçek çok daha farklı çıkacaktır.
Alan
sahip olan
merkezde duran
kayrılan
özel tutulan
sahibi olan
…..
Ve bunlar için eksikli kalan ya da toplam verilerde tam zıddı sonuçların sahibi olan, algılandığının tam zıddı bir bilanço oluşturacaktır.
Bu ilişkilerde, bir kişinin sabırlı ya da duyarsız tabir edilen konumda kalması şarttır. Aksi halde duyarlı olması durumunda kendisinden kaynaklanmayan ancak bedelini ödemekte olduğu ilişki yüküne tahammül edebilmesi uzun yıllar söz konusu olmayacaktır.
Bu kişisiler için şikayetçinin söylemi su şekildedir.
Eşim “Duyarız ve sorumsuz”
Duyarsızlaşmanın gerekçelerini incelemek gerekir. Eşten mi kaynaklanmaktadır. Yoksa eşiyle olan ilişki dönemi öncesinden mi? Belki de diğer eş öncesindeki dönem travmaları nedeniyle böylesi yıkıcı ve suçlayıcı davranışlar sergileyen eşe boyun eğici ve duyarsız kalarak onu taşımaktadır.
İlişkiler üzerinde çalışıldığında haklı ve haksız ayrımı yapabilmek için hatalı tarafın bariz hatalı olması durumu dışındaki girift varoluş sorunlarının ilişkilere entegre olması durumları için durum artık bir haklılık ya da haksızlık düzenlemesinden çıkar.
Durum bireysel travmalarının ve algılarının birebir düzeltilmesi boyutuna geçer. Bu ilişki sorunlarına ya da çatışmalarında sorun ilişki değil. İlişki içerindeki bireylerin bireysel arazlarını onarılmasıdır.
Genellikle patolojik ilişkilerde patolojik geçmişleri yaşamış bireyler yer alır. Birini diğerinden ayırmak çok da mümkün değildir. Koşulsuz haklılık istisnasız yalın doğruluk gibi ölçütlerden söz edilemez. Etki tepki mekanizmaları zincirleme oluşan tetiklemeler ve elde edilen sonuçlar bakımında sorunlu hale gelmiş ilişkiler olur elimizde.
Sonuçta ; Aşk şudur, sevda budur, evlilik böyle olmalıdır gibi beylik sözlerden çok öte bu birlikteliklerin şifrelerinin doğru çözülmesi ve doğru analiz edilmesi oldukça önemlidir. Hiçbir ilişki kusursuz mükemmel ve doğru değildir. Bireylerin eksik ve kusurları ile birlikte vardır. Yine hiçbir ilişki yalın kusurlu değildir. Bu ilişkinin var olmasının kaynağıdır. İlişkideki kişileri arı kazanımları ve doğruları ilişkinin iskeletini oluşturur. Ne var ki zaman içerinde insanlar bu ilişkilerinden aldıklarını unutup ne alamadıklarına odaklanmak kısmında fazlasıyla bunlara odaklanmayı tercih edeceklerdir.