Ya ,
İnsanların bilmediklerini varsayar.
Bilmedikleri için bunları yaşadıkları varsayımı ile,
onlara bildiklerini anlatırsın.
Ya da,
İnsanların bildiklerini, olduklarını ve yaptıklarını dinler.
Sadece anlar,
Sadece dinler,
Sadece görür,
Sadece kabul eder,
Sadece onların varlığıyla tüm süreyi ve alanı doldurur.
Eğer var ise- Eğer ister ise, boşlukları bulmaya ve onlara da bunu buldurmaya çalışırsın.
İşte fark budur.
Zor olan budur.
Bulunması ender olandır.
Yapabilenin nadir olduğu eylemlerin özelliği, kişiye özeldir.
Diğer yönüyle olan arayışında varlıkların biricikliğinin ihmal edildiği programlarla, hazırlanmış kalıpları üzerine oldurmaya çalışırsın.
İnsanların biricik ve özel olması durumuna tezat.
Sıradan ve olağan olmasının rahatlatıcılığın da.
Ve mevcudiyete atıfla, rahatlatan benzerlerin varlığı varsayımında.
Sorumluluktan kurtuluş, olağan çaresizlik, avunma ve alakasızda olsa saçma bir aidiyetin huzurunda.
Kaybedenler kulübüne kabul edime gayreti ile gelen, kaybedenler kulübünün olağan rutin toplantılarındaki geçici rahatlamalar şeklinde ilerleyen.
Ve benzerlerini herkesin yaşadığına inanma ihtiyaçlarını karşılayan.
İki yaklaşım, iki sunum, iki farklı talep.
Bir insan.
İki zıt seçim.
Ve seçim,
senin seçim.