Hissedebilmek için kendimizi açmak zorundayız. Koruma kalkanlarımızı indirmek ve duyguyla şenlendireceğimiz canlandıracağımız ilhamı sezgileri işler hale getirmemiz gerekli.
Bu durum beraberinde sınırlarımızı korumakta zorlanma ile tüm dış etki ve uyaranlara hassasiyet olarak karşımıza çıkıyor.
Duygu durum ve konuşma merkezi beynin sol lobunda yer alır. Hissedebilmek için kendimizi açtığımızda duygusal hassasiyetimiz öylesine dolduruyor ki bu alanı, konuşma merkezimize sanırım enerji kalmıyor.
Bu yüzden çok üzüldüğümüzde konuşamaz kırıldığımızda derdimizi anlatmakta zorlanırız belkide.
Yazmak kısmında böyle bir tutulma olmamasını da bu fonksiyonun daha uzak bir bölgede gerçekleşiyor olma ihtimaline veriyorum. Belkide yazarken sağ lobun analitik desteğiyle sorunsuz kullanmayı becere biliyoruzdur.
Siz ne dersiniz.