Aklın sesi olarak ses verdiğinde.
Kalplerin bu sesi işitmemesine şaşırmamak gerekir.
Kalbin sesini de kulakların işitmez oluşu bundandır.
Hem akla hem de kalbe hitaben eden cümleleri kurabilmek ise başlı başına bir sanattır.
Ben genellikle aklın sesinden konuşurum.
Kalbin sesi bir başka sestir.
O ses çıktığında içler titrer.
Gözler dolar,
geçmişlerine gider insanlar.
Ayakları yerden kesilir.
Mantık ve günlük yaşam önemsizleşir silikleşir.
O dünya güzel bir dünyadır.
O dünyanın hayal bahçelerinde mutluluklar yaşanır.
Kalbin sesinde tınlayan tatlı müzikler dinlenir.
Yumuşak buluttan koltuklarda yaşanır.
Ben aklın sesinden konuşurum.
Mekanik cümlelerle yere, dünyaya, bu güne, gerçeğe bağlarım.
Kaçamaz kıldığım her kişiyi kendisine varmaya zorlarım.
Bilirim ki,
Kalpte akıl da bir kişide yaşamakta.
Kalbine uymayan mantığında yaşadığında, kalbe söylenen her şey bir yalan olmakta.
Kalpleri güzelleştirmek bir bakış.
Yaşamları o kalplere layık kılacak düşünceleri ve davranışları oluşturmak, işte o da bir başka türlüsünde peşinden koşulan iyimserlik.