Ağır duygusal yaralar almış insanların;
Bir kısmı güçlenirken, diğer bir kısmının tükenmesi…
Farklı olan nedir ?
Değişkenleri neler, diye hep kendime sormuşumdur. Bunun çok değerli bir ayırıcı olacağını ve insanlara çok daha net bir şekilde yardımcı olabileceğimi düşünmüşümdür. Bunu ayırabilmek için çok fazla insanla çalışmam gerekti. Tabi ki bu düşüncemi unutmadan ve buna odaklı bir şekilde.
Olaylar değildi temel ayırıcı.
+ Karakter ve kişilik, kişinin yaratılıştan gelen mizacı etkiliydi.
+ Yaşayışların yaş dönemlerine denk gelişi açısından, belirli olaylar dönüm noktaları oluşturmaktaydı. Ama o anlarda yapılan seçimlere göre tüm dizlim yine farklı yönler alabilmekteydi.
+ Aile yapıları, eğitim modelleri, sosyal ortam…. Bunların etkisi oldukça yüksek boyutlarda ve önemliydi. Bunlar pek çok şeyi baştan sona belirliyor ve etkiliyordu.
Yaşayışlara muhatap kalmış kişiler bunların neticesinde;
– Kendisi, dış dünya ile ilgili algı ve iletişim modelleri oluşturuyordu.
– Egolar yapılanıyor ve kişileri hangi yöne mecbur kılacağını belirler oluyordu.
– Savunma, saldırı temas, tepkisel modeller, algılama, düşünce modelleri netleşiyor ve sonuçları tahmin edilir ve tekrarlanır kılıyordu.
– Sorumluluk, sevgi, güven, değerlilik, kabul,… gibi temel niteliklerdeki doygunluk oldukça önemli ve en keskin ayırıcılardı. Bunlarında belirlendiği temel yer ekseriyetle aileye ve erken çocuk yıllarına dayanıyordu.
+ Bunun yanı sıra duygusal gelişim, zihinsel gelişim, yaş dönemleri olgunlaşma ve bunun kabulü, sosyal zeka gelişimi, travmatik geçmiş üzerinde çalışılmış ve farkındalık sağlanmış oluşu gibi tümü kapsayan eylemlerin düzenli oluşu, kişileri destekler ya da eksikli bırakır niteliklerdeydi.
Bu anlattıklarımın toplamı öylesine ilginç durumların ortaya çıkması ile sonuçlanıyordu ki;
X kişi-
Bir kez birlikte çay içtikleri ve iltifat ettiği için bağlanıyor. Arkasından onu aramadığı içinde hayatının bir yılını depresyonda, içine kapanmış, güvenini kaybetmiş ve hayatını anlamsız kabul eden bir çöküşün içinde bulup bu durumdan bir türlü çıkamıyor.
Y kişisi-
Tüm hayatını adadığı ilk eşinden bulabildiği; aldatılma, batırılma, kandırılma, reddedilme gibi altından kalkılamaz yüklerinin tek çocuğunu da sırtlayarak altından kalkmayı başarıyor. Sıfırdan işini kuruyor çocuğunu büyütüyor yeni evliliğinde mutlu ve aradığını bulmuş olarak dimdik kalabiliyor.
W kişisi-
Her ikisini de yaşamıyor. Bağlanmıyor, kaçıyor, kendisiyle ilintili ilişkiler oluşturmuyor. Ancak aradan geçen uzun yıllar ve bir ömrün devamında. 46 yıl yaşlarda başlayan enerji düşüklüğü sağlık sorunları ile birlikte yalnızlığın ve tek başına olmanın nasıl bir duygu olduğunun altından kalkmakta zorlanıyor.
Olası, olasılık ve yaşayışlara alfabenin yetmeyeceği kadar açılan bir yelpazeye bakıyoruz. Tümünü anlatamasak da bir açılım oluşturmaya yetecek kadarını umarım aktarmayı başarmışızdır.
Tabi ki her insanı kendi içerinde ele almak doğrusu. Her okuyucumuzun bu örneklemelerde kendisini ve bir başkasını birebir bulması tabi ki mümkün değil. Lakin ortak yapıların ve benzer oluşumların nasıl bir zincirleme süreci kendi devamında getireceği ve bu sıralamaların nasıl olup da değiştirilebileceğini bilebilmek için bizlerin belirli tanımlamaları ve tespitleri tekrar kez deneyimleyerek yapmak gerekiyor.
Herkese hayatında mutlu ve başarılı ilişkiler.
Dengeli güçlü ve güzel yaşamlar diliyorum.