Büyümüş ağaçların karanlığında kaldığı için, ışıktan yoksun kaldığını zannetti.
Bu yüzden kesti tüm ormanı.
Vakit geceydi,
Eğitimi kör,
Kalbi de karanlık.
Ağaçlar değildi ki ulaşamadığı gündüzün suçlusu.
Nefret ona yok et derken.
Varolmak için yok etmeyi başarı saydı kendine.
Kirli bir varoluştu bu.
Kirli bir rekabet, güvensiz saldırganlık, haksız kazanım, adil olmayan başarı.
Yükselişi de ruhu kadar karanlık.
Ve
Karanlık bile kalbinden aydınlık.
Hak etmek, elde etmekle değil. Hakkın kadarına razı olmakla da yakından alakalıydı aslında. Bu bilinç; kimliğine gurur, benliğine güven, vicdanına huzur verecekti.
Razı olmadığı için gayret sarfetmeye zorlayacak olanda buydu.
Ona hakkıyla elde etmek için bir şeyler yapmak zorunda olduğunu anlatacaktı.
İşin en kötüsü ; Hakkı olmayanı her kabul edişi. Haksız elde edişi kadar aynı kılacaktı yanlışı.
Haddime değil başarının tarifini vermek.
Ve yine haddin değil, doğrusu budur, diye göstermek.
Ama yine de bilmek isteyene…
Gurur , şeref , haysiyet ve ahlak üzerine bir yazıdır bu.
Bunları kurmak ve ayakta tutmayı anlatacak.
Kalbinde bunu görmeye izni olana.