Geçmiş yaşamlar tabiri parapsikolojik bir konudur. Pek çok insan bu konu ile ilgilenmiş ilgi duymuştur. Herkesin bir fikri herkesin bir inancı mevcuttur bu konuda bu konudaki bir kaç görüşümden bahsetmek istiyorum. Ortaya konulan rasyonel bir yaklaşımdır ve diğer herkesin kendi inancı ve tecrübeleri çerçevesinde değerlendireceği bir konudur.
– Kuantum teorilerinde belirtilen yaklaşımların bazıları şöyledir. Zaman ve mekan izafidir. Kollektif bilinç denilen bir bilinç içerisinde evrensel bilgi her daim, her yerde vardır. Bu bilgi belirli kurallar dahilinde açılır, görülmesine ve ulaşılmasına imkan oluşur. Zaman ve mekanın olmadığı sonsuzluk kavramında insanoğlunun varoluşunun kaçınılmaz sonucu olarak bazı duyumsamalara ihtiyacı olur. Bu durumda insanın mevcut yaşamında tekrar eden döngülerin içerisinde olması buna anlam kazandırabilmek adına;
sorumluklarını erteleme,
sebepleri uzakta arama,
umudu için, olduğundan çok uzaklara bakmak
gibi için iyi bir kaçış planı oluşturmak olacaktır. Geçmişi arındırma ve bu günde, hem bugünün hem de geçmişin sorumluluğundan kaçma iyi bir çözüm gibi gözükecektir.
Oysa ki yaşanan her şey tek bir anda olup biten, sonsuzluğun bir anında ve tamamında yaşanılan zaman kavramın olmadığı tek bir an kabul edilebilir.
Ya da bir başka bakışta sonsuzluk içerinde bir ömür hatta birden çok yaşam göz açıp kapamadan çok daha kısa bir ana görülebilir yaşanabilir ve değiştirilebilir eylemlere çıkması olağan bir teoridir.
– Dinimize göre yaratılmış herkes için bir kabir azabı vardır. Ancak ahiret için herkes ne zaman yaşarsa yasasın aynı anda hesap günü için orada olacaktır. Kadere imanda zamansızlık kavramını içerisinde barındırır. Sonsuzluk ve ilahi yaratının gücü içerisinde bir insanın varlığı bir an kadardır. Bir ana tüm yaşam sığmış ve sonsuzlukta, zamansızlık kadar bir anda, tüm yaşam geniş açılı bir objektiften çekilenin tek bir karede gözükmesi gibi ortada durmaktadır. Yaptıklarımızın, iyi ya da kötü davranışlarımızın mesuliyetini almak ve bunlardan hesap vermek kavramında da ; asla tekrar tekrar geleceğiz… düzeltene kadar geri geleceğiz… en son sıfıra getirdiğimizde hatalarımız olmadan hesap gününe tertemiz gideceğiz…. şeklinde bir bakış açısı zaten mevcut değildir.
– DNA üzerindeki bazı araştırmalar ve teori düzeyindeki bazı savlar, soyumuzun başlangıcından beri gelen her bir bilgi ve tecrübenin DNA üzerinde işlenerek nesilden nesile aktarıldığı. Birikimin DNA kütüphanesinde bugüne kadar geldiğidir. Yani geçmiş nesillerde kan bağımızın olduğu kişilerin yaşamları bilgileri öğrendikleri DNA mızda kodlanmış bilgiler olarak bize kadar taşınıp gelmiştir. Buna benzer fizyolojik bir başka çalışmada da, her nesilde insan beynindeki hücre sayısının bir önceki nesle göre fazla olduğuna ilişkin tıbbi araştırmadır. Bu mevcut bilgi aktarımı üzerine, yeni nesil için ek kapasite anlamına gelir.
Rüya analiz ve derin benlik çalışmaları görsel ve simgesel yorumlamaların birikiminde gözlemlenen bir durum vardır. Kökenler neslin altyapısı rüya ve simgesel verilerin anlam ve şekillerine net olarak yansımaktadır.
Birde örnek çalışma koyalım dilerseniz,
Derin benlik çalışmalarından bir tanesinde anlatılan simgesel ve ütopik bir yolcuğun hikayesinde Jung’un bir rüya analizinde anlattığı mısır inancı ile paralellik kurduğu benliğin ölümü ve yeniden doğuşu anlatan bir çalışmasının birebir aynısı hatta daha iyisiyle karşılaşmış ve devamında sormuştum çalıştığım kişiye- kökenleriniz mısra uzanan bir yanın var mı diye- kişi rivayeten böyle bir şeyler duyduğundan bahsetmişti.
Başka başka çalışmalarda, rüya incelemelerinde simgeler, mistik ögeler, kültürel özellikler ile köken sorgulamalarını test etmeye devam ettiğimde gördüğüm şey; kökenlerin simge diline ve derin bilince bir şekilde işlenmiş olduğu şeklinde oldu.
Bir başka çalışmamızda;
01 yaşında başlayan acılı yaşam hikayesi ile otuzlu yaşlarına kadar yaşamış bayan T ile yaptığımız aylar süren çalışmalar içerinde karsı cinse öfke, psikolojik kas ağrıları, sosyal ilişkilerde sorun vb pek çok konu karşımıza çıktı . Gerçekten yaşanmış olan büyük acılar, travmalar ve kötü hikayeler ile dolu bir yaşamın peşinden yapılan görüşmelerde enerji destekli farkındalık kabullenme ve affedebilme üzerinde uzun süreler uğraştık. Zaman içerinde bunların pek çoğu ayıklandı. Gün gelip, çalışmalara ara vermemiz gerektiğinde geriye kalan yapmaya son olarak o an itibariyle tamamlamaya mecbur olduğumuz tek çalışma olan ; Hayatın sorumluluğu alarak yaşamını genişletme yolunu çizme ve kendi hayatını istediği şekilde kurgulama ile ilgili karar ve eylem aşamasına gelindiği nokta idik.
Çalışmaya ara verdiğimiz bu noktadan 3 ay geçmişti. Bayan T ye ulaşarak süreçle ilgili gelişimi hakkında bilgi almak istedim.
Bu 3 ay zarfında hayatı ile ilgili sorumluluk almadığı atması gereken adımlar için bir tarih belirlediği ve bu tarihi beklediğini söyledi. Bu arada üzerinde çalıştığımız konulara ilişkin kendisini bana getiren sebeplerin ve bununla ilgili benzer olay ve derslerin inanılmaz bir hızla üzerine gelmeye başladığını yaşamında durduğu noktada huzurun kalmadığı imkanlarının daralarak sıkıştığından bahsetti.
Tam da sıkıştığı bu noktada arkadaşlarının isteği ile astral yolculuk deneyerek geçmiş yaşamlarına gittiğinden bahsetti. Geçmiş yaşamlarında nasıl acı çektiğinden korkularının sıkışmışlığının onların içindeki bu günü yok etme günün varlığını anlattı… ve en sonunda ulaştığına inandığı bugünkü açmazlarının bundan kaynaklandığından bahsetti. Orada gözlemlediği yaşamı bana anlattı…
Kendisine şunu dedim.
” Senin geçmiş yaşamlardan getirmeye ihtiyacın olan bir acı ve travmaya ihtiyacın zaten yok. Sen bu yaşamında öyle acılar yaşadın ki aradığın cevapların hepsi zaten bu gün yaşadığın hayatın içinde vardı. Tüm çektiğin acıların ve sıkıntıların zaten bu yaşamda. Sen neden sana ait olmayan bir yaşamın sebeplerinin peşinde oldun. Bu yaşamda çektiğin acı ve sıkıntı zaten sana yeterde artar bile . Ve tüm bunların ne olduğunu tam olarak biliyorsun. Bu gün yapman gerekeni de biliyorsun ve sorumluluğunu alarak üç aydır yapman gerekenleri yapmıyorsun. İleri bir tarihi beklerken yaşam sana hayatına gitmen, hayatına devam etmen için vermesi gereken tüm mesajları bugünkü gerçekliğinde verirken sen kendine bahaneler oluşturmak adına temas kurduğun geçmiş yaşam yalanında sorumluluğunu öteleyip kendine bahaneler arıyorsun “dediğimde .
Bayan T sert bir tokat yemiş gibiydi. Kedisinden kaçtığını bir takım bahanelere sığındığını hayatının sorumluluğunu almadığını fark etmişti. Ağzından ” Önümüzdeki ay hayatımda ilgilenmeye başlayacağımı planladım “cümlesi dökülebildi sadece.
Her zaman dediğim gibi bizim amacımız kendimizden kaçmak sebepleri ve çözümleri bize ait olmayan yerle de aramak istersek birileri bize bizim istediğimiz, geçmiş yaşamdaki atalarımızın yaşadıklarından, çevresel sebeplerden, …. her nereden olursa olsun ihtiyacımız olan yalanları söylemek için orada olacaktır. Bunun yanında şıracımız da bazen ailemizden bazen arkadaşlarımızdan bazen çalışanlarımızdan ya da yöneticilerimizden olurken bazen de falcılardan uzmanlardan birisi olacaktır.