İçinden çıkılamayan durumlar için,
Bahaneler üretmek,
Açıklamalar getirmek,
Anlayışlar geliştirmek,
Kabullenmelere tutunmak,
Tereddütlerde oyalanmak,
Gibi, gibi yolları seçtiğimizde, bir süre sonra en yanlış seçimleri bile olağan ve doğru kabul etmeye başlarız.
Bu haksız ve yanlışla özdeşleşme kurulması ile sonuçlanacak bir süreçtir.
Yapmamız gerekeni yapamayacak kadar aciz veya zayıf olduğumuzu kabullenmek zordur.
Bu yüzden bunana oranla yanlışı ve hatalıyı haklı bulmak ve onun tarafına geçmek çok daha kolay olacak bir seçenektir.
Bu seçim, bir anlık büyük bir acıyı çekmemek için bir ömür orta şiddetteki acıya kendimizi mahkum etmek gibidir.
Böylesi bir seçimde, görmezden gelmek eğlemi ile rasyonelleştirme mekanizmasının birlikte işleyişi, özgüvenin sonunu getirecek ve sonsuza kadar sürecek kimlik erozyonunu başlatmış olacaktır.
Empati ve anlayışlı olmanın, kişinin kendi içerisindeki kötüye kullanımı olarak adlandırabileceğimiz bu sürecin bir iyi niyet kanıtı olmayacağı kesindir.
Beni aldattı ama pişman.
Yaptıklarının farkında değildi.
Aklı başına gelecek.
Kötü yanları var ama su özelliğinden katlanıyorum.
Ne yapabilirim ki.
ikna edemiyorum ki.
Bu kadarına razıyım.
Önemli olan geri dönmesi.
Çocuk daha ne yapsın ki.
Elinden bu kadarı geliyor.
Bir derdi vardır bilmediğim.
Ve daha neler neler…