Türkçe biliyor, İngilizce biliyor. İtalyaca, Ruça biliyor.
Senin dilinden anlamıyor.
“Bana mı dedin?
Ne demiştin?
Duymamışım.
Dinlememişim.
Anlamamışım.
Bana ne.”
Diyor…
Öyle her önüne gelenin anlamasını, dinlemesini istemiyor ki. Birinin, sadece birisinin onu duymasına ihtiyaç duyuyor.
O birisi de onu duymadığında dinlemediğinde sarsılıp yara alıyor.
O birisini arayıp.
O birisi olduğuna inandığımıza anlatıyoruz bizde.
O birisi,
Bizi duyacak, dinleyecek, ilgilenecek, anlayacak, kabullenecek, sevecek birisi.
O birisine ihtiyaç duyuyoruz
O birisine bu görevi tek başına yerine getirme sorumluluğunu veriyoruz aynı zamanda.
Sanki varoluşumuzdan o kişi sorumlu.
Kimseden beklemediğimizi ondan bekliyor. Onun yanında bir bebek olmak istiyoruz.
Belki de iletişim kurmak ve yakınlıkla kendimize bir ebeveyn bulmayı karıştırıyoruz kim bilir.