Basit hayatlar sürüyor olmak, basit insanlar olmak gibi algılanır.
Hayatın ve insanın zenginliği, ne kadar az şeye ihtiyaç duyduğun ile alakalıdır denir.
Doğru da söylenir.
Yaşam ve insanın yaşam içerisindeki yaşayış kalitesi,
Yaşanılanların çokluğu sınırsızlığı ve daha fazlasının arayışında değil de.
Yaşanmışlıklarla ilgili hissedilen doyumla alakalıdır.
Doyum ve tatmin olmadığında, karmaşık ve beklentilerin peşinde bir hayatın ardında koşulduğunda. Bir de anlam burada aranılarak, durum abartıldığında….
Daha bir doyumsuz olur insan.
Doyumsuzluk her şeyi tüketir.
Güzel olan, ender olan, değerli olan, az bulunan…
Doyumsuzluk, her şeyi tükettikten sonrada boş durmaz.
İnsanın kendi sahibi olduğu huzurunu yiyerek devam eder.
Neden ilk huzurundan başlar yemeye?
Çünkü en leziz, en keyifli yanı huzurudur insanın.
Huzur bittikten sonra geriye bir kendi kalır.
O zamanda kendini yer ve tüketir insan, sahibi olduğu doyumsuzluğuyla.
Afiyet olsun…