Gezinir, gezgin düşünceler.
Ve dağılır zihinler…
İster onlar, istediklerinde emin olmadan.
İsterler ki; Olacak olan, olandan farklı olsun.
Nasıl olursa olsun ve ne olursa olsun, ama mevcuttan farklı bir şeyler olsun.
Dağılmış odakların, yolunda gitmeyen hayatları olur sonrasında.
Yolunda gitmeyen hayatların içinde, kırgın güvenler yuvalanır.
Kırgınlardır, hem de çok kırılmışlardır.
Kadere, insanlara ve kendilerine.
Artık onlar,
– Çıkmaz yolları görür.
– İşlerin olmazlarını bulur.
– Mıknatıs olur, kaderlerin kötülerine çekilirler.
Çekim yasasındakinin tersine, olmazlar onlara kitlenmiştir de…
Onların bir tek amaçları vardır bundan sonrasında.
O amaç da olabildiğince olmazlardan kaçmaktır.
Bir yandan potansiyeli ve kapasitesi ile hayatını aynı çizgide tutamamanın acısını yaşamaktadır.
Olan ve olmayanın hesabını sormaktadır aynı zamanda.
Öylesine yaralı sormaktadır ki hesapları.
Kendine güveni sarsılanın diğer insanlara kalmamış güveniyle birleşmiş cevapların artık hiçbir anlamı olmamaktadır.
Sarsılmış benliğin üzerine yaşadığı hayatın yıkıntıları çöker.
Enkazının altında can çekişen, umutsuzca kurtarılmayı bekler.