Hayatı Koca Bir Yalandı
Ne çok yalan var bu dünyada. – İnanmıyorummm😛 İddia ediyorum herkesin kendine söylediklerinin, Herkesin başkasına söylediklerinin Ve herkesin bildiklerinin yarısı yalandır. Aslında bu alemin aslı yalandır. 😁😁😁😁
Ne çok yalan var bu dünyada. – İnanmıyorummm😛 İddia ediyorum herkesin kendine söylediklerinin, Herkesin başkasına söylediklerinin Ve herkesin bildiklerinin yarısı yalandır. Aslında bu alemin aslı yalandır. 😁😁😁😁
Tüm gerekliliğine rağmen, esasen gerekliliği değil. Duygusal nedenler bağlar bizi hayata. Bir insanın varlığı, bir çok şeyin anlamlı olmasını sağlayabilir. Yine bir insanın yokluğu hepsini birden anlamsız kılabilir.
Hani bazı kitaplar, seni senden alırda götürür ya. Seyyah olursun onlarla. Kahraman olursun, İyi bir aşık, Bilgili bir insan, Bir filozof, Sırları aralayan komiser olursun. Okur okur bir dünya insan olursun. Yeterince okursan, belki çevrene faydalı bir adam olursun.😁
Imlası hatalı yazilar yazıyorum bu ara. Neden mi? Bilmem 😀 Çoğunda tek hata ana resimde oluyor. Gözüne sokar gibi insanların. Sanki onu bulsunlar ve orada kalsınlar istiyorum. Ya da eksikli olmak istiyorum, daha iyisi için bir neden bulmak istiyorum kendime. Orada kalmak isteyenler, o imla hatasında saplansınlar ve kendilerini içerikten kurtarsınlar istiyorum için için sanırım…
Uzak olsan, ayrılmış ya da bir yerlerde kaybetmiş olsan. Bayramlaşamamanın acısını duyarsın içinde. Kalbin bilir ve hatırlar. Bilir ve hatırlanırsın. Kalpler bir atar. Gönül gözleri birbirine bakar. Bayram bayramdır. Bayram hatırladıklarının hatıralarıdır. Ve bayram, bu gün yanında olanlarınla ve olamayanlarla kutladıklarındır. Bayramınız kutlu olsun. Bayramları kutlu olsun. Bayramımız kutlu olsun.
Masumiyet ve temizlik en ender bulunan bulunan değer. Herkes o kadar kirlendi ki çamurlu sularda, yine herkes temizliği ve doğruluğu konuşur oldu. Hasret gittikleri beyaz, beyaz kıyafetleri giymek isteyenlerin ellerinin çamurunda gri oldu. Maskeler artık gizlemiyor renkleri. Gizleyemiyor lekleri… Daha açık griler avuntu oldu, siyahlarla karşılaşınca. Ve insanlar grilerin beyaz olduğu söylentisini dillendirmeye başladı. İnanmak…
Hani tek evin varsa; Onu yakmazsın, Onu yıkmazsın, Onu kesmezsin, Onu kirletmezsin, Onu tüketmezsin, Onu yok etmezsin ya… Düşün ki, tek dünyan var.
Azrail’e verilmiş özü vardı. Söz bu ya verildiyse, tutulmalıydı. -“Söz” dedi, sana bir can borcum olsun. -Vereceğim, dedi. -Vadesinde ödeyeceğim. …. Gel zaman, git zaman… Bir tohum oldu, bir fide oldu. Yeşerdi hayat oldu. Can oldu, cana değdi. Hayat oldu, hayat verdi. Geldiği bu dünyadaki her şeyi canından çok sevdi. Onlarda, onu sevdiler. Üstelikte, canlarından…
Karanlık korkularınla aydınlık yarınlara gidemezsin.
Yüzleşmeden geçip gittiklerimiz, Çekmekten kaçındığımız acılarımız, Yarım kalmış hesaplarımızın her biri için geriye döneceğiz. O zaman geldiğinde… Ne kadar ilerlediğimizin, geliştiğimizin, aştığımızın ve yükseldiğimizin bir anlamı kalmayacak. Tüm bunları bir kenarda bırakarak yol alınmayacağını. Bu hayatta atlamak diye bir şeyin olmadığını öğreneceğiz. Geride bırakmanın sadece ertelemek olduğunu göreceğiz. Tamamlanmamış her şey için ödenecek bedellerimiz olacak.…