Bize kimin nasıl davranabileceğini tam olarak biz seçeriz.
Verdiğimiz izinleri,
Çektiğimiz sınırları biz belirleriz.
Limitlerimiz, hassasiyetlerimiz, kurallarımız olur.
İletişimimizin kurallarını koyar ve kuralları ihlal edenlere
-DUR-
Tabelasını gösteririz.
Tavizler, İstisnalar ve görmezden gelmeler sınırlarımızı yok eder.
Sınırlarımız yok olduğunda kimliğimiz savunmasız bir şekilde istismara açılır.
Biz kurallarımıza ve doğrularımıza sahip çıkmadığımızda bu açık kapıdan herkes olur olmaz davranışı ve söylemiyle içeri dalar.
Bir gün durur ve ben neden hak etmediğim davranışlara ve muamelelere muhatap kalıyorum? Sorusunu sormaya başlarız.
Cevabımız
özgüvenimizin olmadığı, olur…
Şanssız olduğumuz, olur…
Yanlış insanlara denk geldiğimiz ya da yanlış seçimler yaptığımız, olur…
İlk olarak kendini ihlal edenin, kendine ihanet edeninin
kendimiz olduğunu ise hiç kimse düşünmez.