Denge ve farkındalık çalışmalarının ilerlemesiyle birlikte öğrencinin dalgalı yüksek iniş ve çıkışları daha dengeli hale gelmeye başlamış ve esnek bir bakış açısı ve zihne kavuşmuştur. Tüm denge unsurları arasındaki duvarlar incelmiş ve farklı uçlar gibi gözüken pek çok sistem birbirine şeffaf hale gelmiştir.
Üzerinde çalışılan her bir olguda geçmişte bırakılan parçaların toplanması , kırgınlıklar, hasarlı ve yaralanmış yönlerimizin onarılması ve kişinin kendisini daha iyi tanımaya başlamasıyla birlikte parçalanmış ruhu, dağılmış düşünceleri toplanmaya başlamış ve kendi benliğine doğru sıcak sevecen kabullenici bir sıcaklık akmaya başlamış olacaktır. Bu kısım kendini affetme , kendini sevme, kendini tanıma olarak adlandırabileceğimiz bir dönemin başlangıcını oluşturur.
Bütünlüğü yakalamaya başlayan bir kişinin zihni, bilinçaltı, duyguları, düşünceleri, kalbi,inancı,davranışları tam bir içtenlik ve bütünlüğü de yakalamaya başlamıştır. İfade yeteneği kendisini tanımaya başlaması ile öğrenci kendi duygu düşünce ve isteklerine eskisi kadar kapalı ve uzak değildir artık. Bu beklenen sonuç olarak iletişimine ve çevresinin kişi üzerindeki algısının değişmesine de başlangıç oluşturur.Bir süre sonra yaptıklarından ne kendisi nede başkaları bir tereddüt duyar. Tüm düşünce ve eylemlerinde gerekli denge başarı ve sonuca olan kesin inanç vardır
Bütün kalmak , Bütünlüğü oluşturmak
Farkındalık bölümünde bahsettiğimiz farkında yaşamak adına devamlı gayret koşulu bütünlüğün devamı içinde temeldir. Kişi farkındalık işaretleri ile işaretlenmiş yol çizgilerini görmeyi bıraktığında tekrar savrulma ve yoldan uzaklaşmalar kaçınılmaz olur. Kişi kendinden uzaklaşmaya başladığında bütün kalması da zordur. Yaşam bizi bazen sürekli bazen de ara ara test eder . Statik değil değişen ve süprizleriyle var olur. Bzen hiç bilmediğimiz tecrübe etmediğimiz durum olay ve duygularla yolculuğumuza devam ederken yeni denge yeni farkındalık ve yeni kararlar almamış gerektiği olur . Bazen de o kadar üst üste gelir ki bunlar ister -istemez bir kaçında hata yapmak zorunda kalırız. İşte o zaman . Tekrar iç dengeleri oluşturup farkındalığı sağlayıp bütünlüğümüzü yeniden sağlamamız gerekir.
Bütünlüğü oluşturmada merkez
Bütünlüğü oluşturma aşamalarından biriside bir merkez ihtiyaç duymamızdır. Merkez nedir.Her şeyin etrafında oluştuğu kişilikte ve evrensel düzlemde zamana etkiye bağlı olmaksızın sabit kalan nokta.
Merkez olarak bir noktaya sahip olduğumuzda istediğimiz her yöne doğru bir çizgi ve yol çizebilir ve kaybolduğumuza anda yine en başa dönerek merkezimizden tekrar yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bu nedenle merkezimiz bir kişi olay yer yada zaman bağlı olmamalıdır. Bu bir sonraki bireysellik ve özgürlük kavramlarının da odağında akılda tutulması gereken bir noktadır. Bir kişinin merkezi kendi içerisinde benliğinde kişiye özgü ve tamda kalbinin ruhunun en ortasında tutuğu gerçekliği olmalıdır.
Merkeziniz Eğer;
Bir kişi merkeziniz olursa , sizi bırakıp gittiğinde – bu dünyadan göçtüğünde yarım kalırsınız. Yaşadığı ve yanınızda olduğunda ise bağımlı.
Bir zaman olursa , örneğin gençlik yıllarınız, üniversite yada çocukluk döneminiz- orada takılıp kalan yaşamınız ilerlemez ,ruhunuzun duygularınızın aklınızın bir parçası hep o zamanda takılıp kalır büyüyemez. Hepsinden öte tüm bu duygular anılar düşünce ve bunların enerjisi bir zaman sonra zaman düşmanınız olur . Her geçen gün ise kaybettiklerinizin sembolü.
Bir yer olursa, sizi öyle bir sabitler öyle bir tutar ki ,bir bakmışsınız duvarları olmasa da dünyanın en korunaklı kendi yaptığınız hapishanenizde yaşıyorsunuz.
Bir olay , bir duygu, bir düşünce …… her birisinde benzer bir gardiyan yaratma potansiyeline sahip insan ruhu bütünlüğünün merkezinde kendi ruhundan benliğinden bir parçası ile var olmak zorundadır. Varoluşun temel kurallarından biriside özde zaten budur. Bedensel yaşamından önce ,sırasında ve sonrasında değişmez var olan ve var olmaya devam edecek olan tek şey ruhumuz ve bunun merkezinde bizim gerçekliğimizin merkezinde bir nokta. Bir atomu oluşturan enerjiyi bir arada tutan çekirdek gibi , ve bu çekirdek parçalandığında devasal enerji ve karmasa potansiyelini içinde tutar . Tüm bu potansiyeline rağmen oluşturduğu merkezi çekim gücü ile etrafına diğer enerji ve atomları toplayarak sonsuz farklı şekillerde maddeselleşebilir.