Yaşayışı içerisinde farklı duruş ve kimlikleri sergilemek zorunda kalan kişilerin rol kimlikleri arasındaki birbirine geçiş zorunlulukları, zaman içerisinde karışıklık ve karmaşa hisleri içerisinde insanı yorgun düşürür. Gerçekliğin sorgulanır olmasına neden olan esas durum, kendi içerisinde tutarlı ve kesin olan gerçek kimlik ve tavırda istikrarlı kalamamanın uzantısıdır.
Bu yaşayışı benimseyen insan kendisinden bildiği rolleri arasındaki gerçek dışı tavırların tüm diğer insanlar içinde geçerli olduğu ve insanların bu nedenle güvenilmez ve gerçekçi olmadığı algısına varır. Güven duygusu sorgulandığında yaşamın anlamı ve gerçeklik duygusu çökme yaşar. Bu çöküş anlamlandırma ve kendi içerinde stabil kalmayı zorlaştıran karmaşa hissi ve peşinden bunu takip eden yorgunlukla karşılık bulur.
İnsanın yaşayışında bir elektrik kaçağı varmışçasına enerjisi ürettiğinden tüketimine gidene kadar büyük bir kayıpla ona geri dönmektedir. Üstelik kayıp ve kaçak bedelini kendi başına üstlenmek zorundadır.
Tükenmeye başlayan ve yaşının üzerinde bir yorgunluk ve güvensizlik içerisinde yaşamaya kendisini bilmeksizin mecbur bırakan, çaresizce gelişkin kıldığı yapay egosuna tutunmaktan başka bir çaresi olmaksızın, yaşamaya devam etmek zorundadır.
Bu kırılgan olmasını engelleyecek , onu güçlü kılacak ve gösterecek. Ancak kendisinden de bir o kadar uzak tutarak, kendi yaşamını kendi içerisinde tüketen. Kayıp yaşam enerjisi nedeniyle onu yaşamından eksikli kılan olacaktır.
Tutarlı ve dengeli bir kimlik sergilemek ve belirgin kısımlarda kişinin kendilik değerini her durum koşul ve yaşayışında düzenli ifade edilebilir kılınması bu nedenle önemlidir. İnsanların kendilerini kendileri olarak ortaya koyarak kendilik değerlerini iş aile arkadaşlık, konum ve ilgi alanlarına dürüstçe aksettirebiliyor oluşu bu nedenle oldukça önemlidir.