Bazı çalışmalar ilginçtir.
Tükenmiş halde gelir ya da gelirler.
Durumu analiz edip belirginleştirir ve tanımlarsın.
Olası nedenlerini seçeneklendirir ve algının bütün olarak görmesini sağlarsın.
Haritalandırma çıkartır. Öncesi bugün ve sonrasını gözükür hale getirirsin.
Her şeyin fark edilir, bilinir ve gözlerin önünde durduğu ana kadar taşırsın.
Flu olan her şeyin aydınlandığı bu andan sonra kişi çalışmayı bırakır.
Burası gerçekten çok ilginçtir. Çünkü tüm hayatı bu anda gördüklerini görmeyerek geçen bir insan için keşfetmenin heyecanı ve yeni bir dünyanın kapısını aralamış olmak heyecan verici olmalıdır.
Ekseriyetle bu böyle olmaz.
Kimisi korkar.
Kimisi kendisini hazır hissetmez.
Kimisi böylesi net bir görüsün ardından her şeyi bildiği ve kontrol edebileceğine inanır.
Kimisi bütünün sadece bundan ibaret olduğuna inanır.
Kimisinin egosu zedelenir. Kendi görmediğinden ve başkasının görebildiğinden. Ya da gördüklerinden.
Kimisi zamanı olduğunu düşünür.
Kimisi tekrar saklanmak ve bilmediği farkında olmadığı anına kaçmak ve saklanmak ister.
Bazıları da üzerine gitmeyi seçer.
Bir an ve bir seçim vardır her çalışmanın bir yerinde.
İnsanlar o anda bir seçim yapar.
O seçimin devamlarında da seçtiklerini yaşamak üzere bir adım atar.
Her zaman derim.
Ve yine diyorum ki.
Her zaman bir seçim hakkımız olmuştur en azından.
Hatta ve hatta onlarcası olmuştur.
Ve bizler bir seçim yamış ve seçtiğimizi yaşmışızdır her zaman.
Bu sefer de öyle olacaktır.