Bir Çalışma – Bir Yaşam
Bir zaman bir insan bir çalışma geçmişti hayatımdan.
O yıllar, yakın ve bir o kadar uzak yıllardı benim için.
O bir insan içinse, sadece uzak yıllar olarak kaldı.
Birkaç yıl önceydi.
İlişkilerinin kaybedeni,
İşinin kaybedeni,
Arkadaşlıklarının kaybedeni,
Ailesinin kaybedeni olarak gelmişti.
İşin aslı hep kaybetmişti.
Hayat hep ondan almış ve bedellerini de yine hep ona ödetmişti.
Dibin dibi derler ya.
Zemine oturmak değil, tabana kafa üstü çakılmak anlatırdı kendini.
Keskin bir virajdan dönmek için, 180 derece zıddıyla bir yaşama sahip olmak için yine bir fırsata sahip olmuştu.
Üç çalışma yapabildik.
Birincisi birikeni ve kaybettiklerinin ondan götürdüklerine ilişkindi.
İkincisi bunları hayatına nasıl çektiği ve kendisiyle ilgili algılarına ilişkindi.
Üçüncüsü başlamak ve devam edebilmesi için güç toplamasını sağlamaya yönelikti.
Derken bir anda bir yerlerden işler gelmeye, insanlar ona iş paslanmaya başladı. Tam bu aralıkta çok zengin kısmet olarak gördüğü bir kişiyle tanıştı. Tanıştıklarının birinci haftasında olmaz vaatlerle gelmeye başladı.
Tıpkı öncekilerde olduğu gibiydi her şey. Hep çıkışların ümidinde kıl-payı kaçırdıklarını bu sefer de kaçırmamak istiyordu. Hissetmekte olduğu tüm değersizlik duygusu ve acısıyla birlikte hak ettiğine inandığına koştu.
35 yıllık hayatın bu üç çalışmayla değişmeyeceği aşikardı. Ama üç çalışma ile yola çıkabiliyor olmak ona güven vermişti. Belki de elinde olan da yeterli gelmişti.
Genel bir kural vardı her zaman; Bilinen yol hatalı da olsa, insana en tanıdık yaşam şekli olarak bir şekilde ısrarla kendini gerçekler. Belki de bu onun en iyi bildiği yaşam şekli olduğundan, onu tekrar kendine çekmişti. Bir anda iyiye dönen şansının rüzgarının yeterli olacağına inandı.
Yıllar, yıllar önceydi.
Dur dedim.
Tutmak istedim.
Yolun başındasın ve bilmen, öğrenmen, sindirmen gerekenler var.
….
“Gitti ve kendine yazık etti”, dedim o gün.
Herkesi tutamayacağıma ve her kaderin sahibince yazıldığına bir kez daha izler oldum, işte günlerden yine ben.
Yıllar geçti aradan,
Umudu, uzatmalı ilişkisi olmuştu. Oldukça uzamış ve gençliğini güzelliğini almıştı elinden.
İşler azalmış, kaybolmuş, geleni bekler, bulduğuna razı olur olmuştu. Çalışmaya gücü azalmış, azmi tükenmiş ve güveni kaybolmuştu yeniden.
Kaybeden olmayı kabullenmişti tekrardan. Ümit eden ve ümitlerine hayaller kuran, bunların beraberinde hatırladığımdan daha fazlaca yaşını almış bir bayan olmuştu bunca geçen zaman.
Nasılsın görüşmeyeli, dedim.
– İyiyim, dedi.
****
Değişim hem zor hem de kolaydır.
Kaderimizin sahibi ise her zaman kendimizizdir.
O bize izin verir ve bizim adımlarımıza ayak uydurur.
Ne yöne doğru gitmek istiyorsak,
bizi o yöne doğru, istikrarlı götürür.
Yıllar yılları kovalar.
Yıllar bizi oyalar.
Biz, kendimiz değişmez iken
İnsan kendini oyalar.