Aşka beş kala,
Süre tükendi.
Tam bulmak üzereyken,
Tam da varmak üzereyken…
Süre tükendi.
Bulmayanlar ve ulaşmayanlar, hayallerindeki aşkı bir türlü yaşayamamış olanlar.
Hayallerine giden yolculuklarında bir şeyleri eksik bırakanlar.
Hep yanıbaşların da olup da, hep ellerinde tutup da, yaşamadıklarının özlemiyle tanımlamadıklarına ve yetinmediklerine hasret kaldılar.
Aşkı bulamamak mıydı mesele,
Aşkı görememek miydi?
Belki de bulduğunun kıymetini anlamayıp onunla yetinmemek, bu da olabilir miydi eksik olan.
Hak ettiğinden fazlasını bekliyor olabilir miydi bekleyen?
Belki de korkusundan bulmayı değil de beklemeyi seçmişti.
Ya da hak etmediğine inandığı mutluluğu aşkı ve sevgiyi bir türlü sahiplenememişti de, avuçlarında dururken bile ona dokunamamıştı.
“Ulaşılan bitiyor” demişti ve ulaşılmazlığını sevmişti. Beklemekten ve özlemekten keyif almıştı da bir zaman,
Beklerken, özlerken, kaçarken, görmezken süre bitivermişti.
Neden, hiç yaşamadım.
Neden, yaşayamadım.
Neden, bugün dün değil.
Neden, dün bugünden sonra değil…
Neden, neden….