Aşkolsun,
Aşk olsun,
Aşık olsun.
Aşık olunsun,
Aşka kurban olunsun,
Döneminden sonra…
Bulanlar, bulamayanlar, bulup da kaybedenler, inananlar, inanmayanlar, inancını ve verdiği önemi kaybedenler, anlayanlar, anlamayanlar, bir de buna zamanı olmayanlar oldu.
Aşka tutunup, insandaki aşka saplanıp. Aynı zamanda onu tamamlamayı, ona doymayı başaramayanları oldu.
Kimileri değişime uğradı.
Aşkın şekli değişti içlerinde.
Kendine,
İnancına,
İşine,
hobisine,
evlatlarına ve tüm evlatlara
her şeye ve herkese aşk duydu.
Bir insandan fazlasına yaygınlaştırdı duygusunu.
İşte bunların;
Kaybedenlerin ve küsenlerin, aşka tapanların ve sadece aşka yaşamak isteyenlerin karşısındaki saflardaki yerleri belirginleşti.
Diğerlerinde,
Aşka tapanlarla, mantığa tapanlar ayrıştı ve birbirinden uzaklaştı.
Etle kemik ayrıldı.
Ayrılmaz, ayrı olmaz denilenler….
Birlikte, birbirine destek ve denge olması gerekenler birbirinden ayrıldı.
Onlar, bir evin içerisinde küs kalanlar gibi yakın ve uzak kaldılar.
Ayrı yaşamayacakları gibi, birlikte olmayı da başaramayan çiftler gibi uzak kaldılar kendilerine.