İki farklı şey var,
İkisinin arasında kocaman bir fark var…. 🙂
Bu fark, kim olduğumuzu bulmakla ve yerleştiğimiz kimlik alanını görmek arasında.
Biri kişinin özünde sahibi olduğu ve kendi varlığından gelen kimliği.
Diğeri kişinin kimlik algısı ve ne üzerinde kimlik bulduğu.
Biraz daha basitleştireyim.
Ayşe ile Ayşe öğretmen arasında,
Müdürüm ile Aydın Tedi… arasında,
Anne ile Fatma Herd… arasında,
Seyahla ile gezmeyi severim arasında,
Hacı dede ile Hüseyin C… arasında,
Üstad Mayirdana ile Mayirdana arasında,
Bana efendim diyenle, benim ismim yok mu arasında,
Kişinin varlığına ait kimliğin geri plana alındığı bir başka kimlik algısının onun yerine taşınmaya başlandığı gerçeği durur.
Ben bunlara sanal insanlar diyorum.
Bir avatar kullanmak gibidir durum. Profil resmine bir artistin resmini koymak kadar çoğunlukla kişiye uzak ve gerçeğiyle alakası yoktur.
İnsan gücünü her daim kendi varlığından almalıdır.
Varlığı ile meselesi var ise bu durumda ya meselesini çözmeli ya da varlığını geliştirmelidir.
Barışık ve gerçek bir hayat bu söylediklerim olmaksızın hiç başlamamış olur.
Muhteşem olması değildir derdim.
Senin olmasıdır.
İçinde senin olmandır.
Sana ait olmasıdır her şeyiyle.
Gerisi koca bir yalandır işte.