Bu Dünyada

İnsanlar, İnsanlığını ve vicdanını Ne zaman kaybetti? Nasıl kaybetti? Neden kaybetti? İnsanlığın bozulmuş hücreleri, hem sağlıklı insanları hem de tüm yaşamı etkileyerek hasat etmekte. Kıyım var… Kıyan var… Kıyılan insanlar var… Bu insanlar ve bu insanları hasta eden politikalar var. Bunları gerekli, geçerli ve anlamlı kılan düşünceler üretilmekte. Huzura, mutluluğa, refaha işlemeyen zihinler var artık…

Hareketli Sabitlik

“Kimler geldi kimler geçti hayatımdan” cümlesindeki ben, transit geçişi olan bir yola dönmüşken. Duranlara ve konaklamalara hayatımda bir yer ayırmamış olmanın eksikliğine sahip olurum. Gelenleri bekler, gidenleri izlerken kendi gittiğim yoldaki sabit duruşumu sürdürmüşümdür o ana kadar. Bunu bilir, bunu yaşarım. Bir yere sabitlenmek güzeldir belki. Giderken sabitlenmek, gidenlere sabit bir konak olmak. Bazen direksiyonda…

Anahtar

Yer Tersistan, Zaman 6 ay sonra, Hikaye yalandan , uydurmadan.. Olmayacak saçmalıkta ve asılsızca sizlere anlatılan… Halka açık binlerce insanın olağan giriş yaptığı alışveriş merkezinin tamda ana giriş kapısında yaşandı. 1 Merc… 3 BM… Vale koştu, Yeni gelen markasını bilmediğim lüks sıfır arabanın kapısını açmaya. Fakir gururlandı, yürüyerek yanlarından geçerken şöylece söylendi. “ Şükürler olsun…

İplerin Koptuğu Yer

Diğer insanlarla kurulan sahte ilişkilerin temelinde, insanın kendileri ile kurdukları iletişimde samimiyetsizlik vardır. Kendisinden uzaklaşmış ve özüne tutunan bağlarını zayıflatmış, yani kendisine yabancılaşmış insan. Doğal olarak diğer insanlarla kurduğu ilişki biçimlerini de mantık düzleminde oluşturmak ve bir şirket yönetirmiş edasıyla sürdürmek zorundadır. Hissetmesi gerekenlerde uzak kalması da bunların neticesindeki beklenen aşamadır. Sıra yabancılaşmaya gelir. Diğer…

Yağmacılar

Yağmacılar denen bir grup zihin var. Yaratmak, üretmek ve sahibi olduklarıyla gururlanmak onların işi değil. Bunlar, düşüncenin ve insanlığın kanser hücreleri gibi. İstila ettikleri kadar ve alanlarının dışına taşıp, diğer hücrelere hakim olabildikleri ölçüde hayatta kalabiliyor. İnsan evriminin bir kaç alt basamağına sıkışıp kalmış, yağmacı ve istila peşindeki zihinler basit varlık çabalarının sonlarında kendi yok…

Umut Varsa

Umut olduğunu bilmesi yeterliydi. Umut varsa gerisi kolaydı. İz süren bir avcı gibi, sabırla gözükmezin içerisinde yolunu bulmaya çalıştı. Orada olduğunu bildiğini aradı. Havayı kokladı, yakınlığını hissetmek için. Artıklarına dokundu parmaklarıyla. Sıcaklığını hissetmeye çalıştı, ne kadar süre önce orada olduğunu anlamak için. Kulağını sert toprağa dayadı. Trenin gelişini raylardan duymaya çalışan kızıl derili gibi. Peşinden…

Tekrarın Gücü

Adımlarını atarken her birisini nasıl saymıyorsan. Birini diğerinin önüne atmak için, özellikle çaba harcamak zorunda kalmıyorsan. Ertesi gün olduğunda, tekrar bunu nasıl tekrarlayabileceğinle ilgili saatlerini verip kaygılanmıyorsan. Olağan olarak , hatta hiç düşünmeksizin ve tam olarak sindirmiş olmayı yaşıyorsun demektir. Bir kez yapmış olmak, tekrar yapabileceğin anlamına gelir. Sürekli yapabiliyor olmak, tekrarlanmış olmakla ilgili bilirliktir.…

Fark

Fark etmekle Fark etmemek Arasındaki çizgi Fark edilenden incedir. **** – Tereddütlü olunan, – Sezinlenen ama açıklanamayan, – Fark edilmese de olumsuzlarına maruz kalınan. – Değiştirilemeyen, – İçinden uzun süre çıkılamayan. – Yıpranmaya başladığımız. – İçimizdeki huzursuzluğunu gideremediğimiz … Duygu, düşünce, davranış, olayları yaşayan için artık, farklı bir bakış açısına ulaşmak zorunluluktur. Pek çok şeyi…