Var olan her şeyin enerjiden oluştuğunu kabul ediyoruz.Enerjinin varlığı ve her insanın bunu varoluş anından itibaren doğal olarak kullanımı ; nefes alıp vermemiz ,karnımızı doyurmamız hatta yaşamamız kadar olağan bir durum. Yani yaratılmış her bir varlık bitki hayvan ya da insan doğal ve olağan bir şekilde enerjiyi kullanır. Aura fotoğrafçılığı ile de somut bir şekilde gözlenebilen ve resme aktarılabilen bu gerçek bugünün teknolojisi ile göz ardı edilemez gerçeklerimiz arasına girmiştir.
Zaten nefes alıp vermek gibi olağan bir şekilde enerjiyi alıp veriyor ve kullanıyoruz o zaman enerji çalışmalarına ve eğitimlerine ne gerek var sorusu oldukça normal bir sorudur.
Hepimiz akıla sahibiz……………….. Çalıştırdıkça eğitildikçe güçlenen,
Hepimiz düşünceye sahibiz………. Çalıştıkça zorlandıkça eğitildikçe gelişen,
Hepimiz nefes alıyoruz…………….. Doğru teknikleri öğrendikçe sağlığımıza , bize güç ve özellikler katan
Hepimiz fiziksel koordinasyon sahibiyiz……….. Spor yaptıkça güçlenen, esnekleşen ve yetenekleri gelişen bedensel yetiler.
Yani önemli sorumluluklarımızdan birisi de doğuştan yaratılıştan gelen yetilerimizden birisi olan enerjimizi tanımak, güçlendirmek ve korumaktır. Bu insan olarak diğer varlıklara göre biraz daha zordur. Bir hayvan ve bitki dış bir etken olmaksızın enerjisini stabil halde tutabilirken insanoğlu duygusu,ruhu,zekası ve sosyal yaşam olgusu içerinde enerji dengesini stabil tutabilmek bir yana bozulmalardan korumak ve geliştirmek konusunda çaresiz bir gayret içerisinde olmak durumundadır. Aslında o kadar da çaresiz değildir ancak devamlılığa farkındalığa ve çabaya ihtiyaç duyar. Israrla yok ettiğimiz doğa gibi , zarar verdiğimiz kendi doğamızın da korunması , tazelenmesi ve onarılması gerekir. Ve insan yaşamı , ruhu düşüncesi duyguları ve evrimi gibi kullandığı bu enerjiyi de ve bunun beslediği yetenekleri de gelişmek ve büyümek zorundadır. Olanı korumak , bozulmayı onarmak ve geliştirmek aslında tüm yaşamın özeti gibidir.
Tarih boyunca tüm dinler , öğretiler hatta destanlar ve hurafeler dahi insanın ruhsal zihinsel ve bedensel gelişimini daha iyiye götürmek gayretinde olmuştur. Tarih boyunca pek çok bilgi farklı isimlerde ve şekilde insanlara ulaşmış paylaşılmış ve kimisi gelişerek kimisi kaybolup giderek bugünlere kadar gelmiştir. Sonuç olarak elimizde yolumuzu aydınlatacak mumlar mevcutken bizim de kendi yolumuzdan yürüme çabamız olmak zorundadır.
Aslında sayısız kaynak ve bilgi mevcut. Bu bilgiler ve kaynakların bir kısmı bir biriyle birebir örtüşürken bir kısmının da oldukça farklılaştığını görebiliriz. Örneğin ; bazı kaynaklarda karın( ve altında HARA denilen bölgeden) ve kalp şakraları ile yapılan enerji çalışmalarının güzelliği anlatılırken ,diğer kaynaklarda bu tarz bir çalışmanın tüketici ve hatta ölümcül bir hata olacağından bahsediliyor. Bazı kaynaklarda Kanser için yeşil renk kullanımı geçerken ,diğer kaynaklarda yeşil rengi hücre yenilenme ve çoğalmasında etkin olduğu bu nedenle kanserli kişilerde yeşil renkten uzak durulmasının şart olduğundan bahsediliyor.
Peki biz neyi öğrenmeli neyi kullanmalı ve nasıl kullanmalıyız . Enerji eğitmeninden ne bekleyebiliriz. İlk olarak enerji koçu ,rehberi ya da eğitmeninden bahsetmek gerekir.
Kişinin kendi yolculuğuna başlama ve enerjisini düzenleme niyeti sonrasında Enerji koçu ,eğitmeni ya da rehberi görev kapsamı ;
– Kabul etmek ,
Öğretmen ilk olarak öğrencisini tanımalı ,içine almalı ve kabul etmelidir. Bu kabul yargısız ve eleştirel özellikler olmaksızın tam kabul olmak zorundadır. Kabulden kasıt kayıtsızlık değildir.Aileden ya da çok yakın bir arkadaşınıza gösterdiğiniz türden bir anlayış ve kabul ediş olmalıdır. Bu öğrenciyle iletişim kanallarını sonuna kadar açmayı sağlayacaktır. Kabul ediş ve gerçek iletişim köprülerinin kurulması önemlidir. Bu bağ kurulamıyorsa verimlilik ya düşük olur ya da sağlanamaz. Eğitmen iç kabulün ardından öğrenciyi çalışmasına kabul ettiğinde süreç başlar.
Öğrencinin kabulü, tıpkı eğitmen gibi öğrencide eğitmenini kabul etmeli ve güvenmelidir. Teslimiyet olmaksızın sorgulama ve şüphe ile başlayan bir öğrenci kalıplarını yıkamayacak sadece teknik çalışmaların vaadlerinin arasına sıkışıp kalacaktır. Bu tarz çalışmalarda derinlik zayıf olurken, yüzeysellik kaçınılmaz hale gelir. Öğrenci önemli ruhsal gelişim ve farkındalık tecrübelerinden olması gerektiği gibi faydalanamaz. Bu nedenle öğrencinin eğitmeni kabul etmesi de bir o kadar önemlidir. Öğrenci öğretmeni kabul ederken hatasız ve mükemmel bir kimlik olarak değil sadece kendisine elinde olan bilgiyi vereceğine, kendisi için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağına ilişkin bir kabuldür.
Öğretmen ve öğrenci kabulü karşılıklı bir denge ve iletişim anlaşmasıdır. Üst alt ilişkisi değildir.
– Tespit yapmak,
Koşulsuz ve yargısız kabulün ardından eğitmen öğrencisini kalbiyle ruhuyla kulaklarıyla zihniyle bir bütün olarak fikir üretmeden boş bir defter gibi dinlemelidir. Tespit yapmak , yorum üretmek manasında değil kayıt yapmak anlamındadır. Öğrencinin kendi dünyasında, öğrencinin kendi bakışıyla kendi acısıyla değerlendirmek ve anlamak için gayret gösterirken diğer yandan da kilit noktaları yakalamak ve bunlar notlarını almak önemlidir. İlerleyen dönemde belli çalışma ve süreçlerde alınan bu notların bazıları çalışmaların seyrini ve yönünü belirleyeceği gibi bazıları da yanılsama ve kaçış kanallarının tespitini sağlamakta önemli rol oynayacaktır.
Unutmamalıdır ki , tespit yapmak sadece eğitmen açısından önemlidir. Yakaladığınız ipuçları , fikirleriniz ya da çözümlerinizin bu noktada öğrenci açısından hiçbir değeri yoktur. Kullanılmaz ve faydalanılamaz durumdadır. Eğitmen bu noktada sadece kayıt edendir. Kaydı yorumlayıp aktaran değildir.
– Bilgi vermek,
Eğitmen tespitlerini geliştirmek elindeki bilgiyi ve yönü belirlemek için başlangıçta çalışmalar yaparken bir yandan da çalışmalarda ki tespitlerini öğrenciye aktarır, her bir aktarım karşılıklı iletişim enerjisinin akışını sağlar alınan geri dönüşler çalışmaların yönünü bu aşamada belirlemeye başlar.
– Süreci işler hale getiren mekanizmaları uyarmak,
Çalışmalarda her zaman süreci belirleyen öğrencinin ihtiyacı, rotası , odağının kaydığı noktadır. Bu belirleme bilinçli farkındalık ve yönlendirme ile işlemez. İlk olarak en yakın zaman ,en kolay gördüğü veya yüzeydeki yüzleşebileceği kısımlara odaklanan öğrenci için bu için hazırlık dönemidir . Bu kısma çalışmanın tozunu almak denebilir. Çoğunlukla bilinçli zihin ön beynin aktif olarak kullanıldığı ayrışmanın ,çok fazla sorunun , çok derinlemesine olmadığı , ana konuya eşlik eden yancıklar üzerinde durulduğu bir aşamadır. Bu aşamayı hafife almamalıdır. Bu aşama evin diğer odalarına giden koridor gibidir genellikle. Bu aşama da teknik uygulamalar ağırlık kazanır. Öncelikli olarak ana enerji kanalları ve şakraların dengesi , ying-yang dengesi sağlanır. Bu çalışmalara ivme ve derinlik kazandırmada ilk adımdır . Amaç bilinç-bilinçaltı , zihinsel aktivasyon- duygu, öz benlik-sergilenen kimlik, ruh-yaşantı arasındaki bariyerlerin kalınlığını azaltmak ve farkında olmadan konsantrasyonu geliştirmektir. Çalışmanın bu kısmında ana konulara gitmeden önce karşımıza çıkacak parazit düşüncelerin bir kısmı ayıklanmaya çalışılır.
– Tıkanıklıkları ve blokları ayıklamak, genel enerji sisteminde tam bir akışkanlık sağlamak
Enerji, duygu ve düşünce için insan güvenlik duvarı yazılımı üretir. Bu yazılım istenmeyen ,baş edilmeyen, huzursuzluk veren , emin olamadığı tüm verileri tıpkı bilgisayarlarda yer alan güvenlik yazılımlarında olduğu gibi karantina altındaki bir dosyayla kuşatır ve depolar. Benzer verileri içeren oluşacak durum olay ve enerjiler içinse bunların eleklerinden geçemeyeceği savunma duvarları örer. Zaman içerinde bu duvarlar bazen öyle artar ki yaşam engelli bir koşu ya da her tarafı duvarlarla örülmüş bir oda haline gelebilir. Öte yandan paketlenmiş , çözüm analiz ve değerlendirme bekleyen paketler benzer konular çıktıkça bunların enerjisini de içine toplayarak büyümeye devam etmektedir. Bir süre sonra damarların içerisindeki tıkanıklıklar gibi düşüncenin duygunun ve enerjinin geçemeyeceği kadar büyük hale gelmiştir. İlk depolandığı andaki imkansızlığı ya da büyüklüğü ile kodlanan ” baş edilemez”, tehlikeli”,” imkansız”,” acı verici”,”dayanması çok güç” gibi kodlanmış bu bloklar bugün bile hala aynı isimlerle zamandan bağımsız olarak çözümlenmeyi beklemektedir. Bazılarından paketi açtığınızda burnunuzun ucuna konan uç-uç böceği çıkarken , bazılarında çok acılı ağır üzüntü ve acılar ama kodlaması her ikisinin de “tehlikeli” olduğu için aynı kategoride aynı büyüklükte yer kaplamaya devam eder.
Aura ve temel enerji sistemi üzerinde de izleri görülebilen bu tıkanıklıklar üzerinde durulmaya başlandığında kişinin çalışmalar içerisindeki temel süreçlerine maksimum özen ve sabır gösterilmek zorundadır. Bazen bu kısımdaki çalışmalar ısrarlı tekrarlar ardından süreç takibi gerektirebilir. Bu tür bir tıkanıklığı veya temel enerji sistemindeki ısrarlı geri dönüşü gözlemlediğinizde sebebinin bu tür bir tıkanıklık olabileceğini gözden kaçırmamak gereklidir.
– İzlemek,
Hangi kısımda çalışılıyor olursa olsun , öğrencinin çalışması özde kendi içine dönük bir çalışmadır. İster duygularla çalışıyor olun,ister düşüncelerle, isteseniz de enerji ile öğrencinin odağı çalışılan konuda olacaktır. Öğrenci her neyi hissediyor ,yaşıyorsa eğitmen odağını öğrenci üzerinde tutarak gözlemlemeye devam etmelidir. Belli çalışmalarda doğası gereği yönlendirmek etki etmek ya da toplayıcı olmak durumunda iken bazı çalışmalarda da süreci serbest bırakmak ve sadece gözlem yapmak, anlamak için odağını öğrencide tutmak durumunda olur. Öğretmenin konsantrasyonu ve transı ,öğrencinin konsantrasyonu ve transından farklı bir şekilde gerçekleşir. Bu noktada aura gözlemleri ve temel enerji sistemi dalgalanmaları önemli veriler içerir. Öğrenci yolculuğunda farklı süreçlerde hazır oldukça yeni paketleri daha derin seviyelerdeki olguların enerjilerini çalışmak üzere yüzeye çıkartarak görünür kılmaya başlar. İzlemek bu anda öğrencinin hangi aşamada ve ne için hazır olduğunun mesajını içerir. Öğretmen bu mesajları gözlemlemeli ve gözden kaçırmamalıdır.
Gözlemlenen mesajlar pişmanlık, öfke, korku, hesaplaşma, çaresizlik…. gibi sayısız form ve formatta oluşabilir.
-Sapma ve kaçışları gözlemlemek,
Gerek enerji , gerek duygu, gerekse de düşünce üzerine çalışılırken aşamalar ilerledikçe derinlik artmaya başlar. Derinleşme ile birlikte geçmişte ötelenmiş, üzeri kapatılmış , güvenlik duvarları örülmüş ve arkasına saklanmış tüm duygular, acılar, travmalar, korkular ve kaygı veren durumlara yaklaşılmaya başlandığını hisseden bilinçaltı savunma ve saptırma sistemlerini otomatik olarak devreye sokmaya çalışabilir. Ana konudan uzaklaşma ve farklı krizlere odaklanarak zaman kazanmaya ve rotadan çıkmaya gayret gösteren öğrenciyi sıklıkla güreş minderine davet etmek gereklidir. Bu farkındalık geliştirmekle ve düzenli olarak gözlemleyerek gerçekleşir. Çalıştırıcı öğrenciyle eş rezonans tutarak birlikte ilerlerken öğretmenin farkında transını öğrencinin yönlenmiş transından farklı ve dışarıdan odaklı tutmak zorundadır. Eğitmen yapılan çalışmalar süresince genellikle kriz haline gelmiş ve gündem olarak tutulan ve dille söylenenden daha derini , sahnenin arkasını aklından çıkarmamalıdır.
– Rotayı çizmek,
Eğitmen tüm süreçte belirli rotalar oluşturarak süreci izlemeye devam eder. Oluşturulan rota ve çizgi genel bir hareket planı ve istikrar içerse de kemikleşmiş katı kurallar içermemelidir. Çünkü öğrenci bir sonraki çalışmaya yeterince hazır olarak gelmeyebilir , beklenilenden daha ileride bir seviyede olabilir, daha derin bir konuya geçmeye hazır halde olabilir. Yani süreç dinamiktir ve ön görünün, planlamanın ötesinde süprizlere her zaman gebedir. Öğretmenin yolun haritasını zihninde taşımalı ancak taşlaşmış sabit fikirliliğin körlüğünden de bir o kadar uzak kalmalıdır. Bu bir yolculuktur öğrenci yolda dinlenmek , koşmak ,kestirme yolları denemek, çıkmaz yollardan emin olmak isteyebilir. Öğretmen izlemek ve kaybolduğu andan tekrar yönü göstermek üzere orada her zaman hazır olmak adına rotayı zihninde tutmakla yükümlüdür.
– Öğrencinin önünde ya da gerisinde kalmamak
Zaman içerisinde çalışmalarda çok sayıda insanla karşılaşırsınız. Bu insanların bazıların belirli konularda yatkınlıkları ve güçlü nitelikleri olabilir. Bu yatkınlık ve yetenekler çalışmalar içerisinde baskın bir şekilde artış sağladığında eğitmenin sürecin içerinde ve öğrenci ile bağlantılı oluşu önemlidir. Baskın yetenek özellikte meditasyon ve trans hallerinde aktif olarak yükselişe geçtiğinde eğitmende aynı anda öğrencinin odağını oluşturan bu kısma odaklanarak öğrenciye eşlik etmelidir. Çalışma anında alandaki sinerjik yapı öğrenci ve öğretmenin eş frekanslarda hareketini rezone eder. Eğer çoklu çalışma söz konusu ve birden fazla öğrenci veya eğitmen var ise bu tarz etkileşimlerde rezonans etkisi daha kolay gerçekleşir özel bir odaklanmaya bile çoğu zaman gerek kalmaksızın yükselişi kaçıran kişiyi de kendi girdabına alarak sürece daha kolay entegre eder, grubun dışında kalmak için direnç gösteren grup üyeleri genellikle baş veya eklem ağrısı , aşırı yorgunluktan bahseder bunun sebebi uyguladıkları direnç nedeniyle kademeli olarak yükselen alan enerjisine uyum sağlayamadıklarından gösterdikleri direnç ile kendilerini zorlamalarından kaynaklanır. Süreci yakalamak daha ziyade ikili çalışmalar için geçerlidir. Eğitmen özellikle zihni boş ve yargısız tutmak zorundadır. Çalışmaya ya da beklediği etki ve sonuca aşırı odaklanır ise özel mesaj ve sürecin derinleşme sansını kaçırarak önemli bir bilgiyi gözden kaşırmış olabilir.
Bunu söyle bir örnek ile açıklamak istiyorum.
” İşi ile ilgili zor bir dönemden geçen öğrencimle yapacağım çalışma öncesi temel konu ;
– zihninin daha berrak ,
– odağının ve fiziksel enerjisinin daha yüksek olması ,
– fark yaratabilecek yaratıcı fikirler üretebilmek ,
– tüm sistem enerjisini yükselterek daha güçlü bir altyapıyla işine odaklanma
talebi söz konusuydu .
Eşinin ailesinin davranışlarının karşısında eşinin tavrı ile ilgili huzursuzluk yaşıyor , buna bağlı kronik mide ve bağırsak sorunlarını dile getiriyordu. Öğrencimin temel talebi iş yaşamında ki bu zorlu dönemden başarıyla çıkabilmekti.
Anan konu iş yaşamı ve başarı , Fiziksel durum mide ve bağırsak sorunları , Sosyal durum yakın ilişkilerde sıkıntı olarak gözüken üçlü bir tabloda başladı çalışmalarımız.
ilk aşamada ana enerji sitemi dengelenmesinin ardından 1 hafta içerisinde enerji siteminde hızlı ve güçlü bir şekilde enerji oluştuğunu ve bu dengenin tutulduğunu gözlemledim. Bu tempolu bir işte patron, büyük bir sınava hazırlan öğrenci ya da 10 dakika boşluğa zamanı olmayan yüksek yaşam tempolu bir insanın kullanacağı tarzda bir enerjiydi. İlk olarak şunu düşünmek normaldir . İşine odaklanan kişi verimli ve güçlü bir şekilde odaklandığı işine kanalize olmuş….
…devamında yaptığım daha derin bir çalışmada ailevi sorunların hazmedilemeyişinden ötürü çalışma yönü öğrencinin enerji siteminin yönlendirmesi ile tamamen farklı bir yöne doğru çekildi. Karın bölgesinde mide ve bağırsaklarına doğru inanılmaz bir enerji toplama arzusu ve enerji yükleme gayreti çalışmanın odağına yerleşti . Derinleşme esnasında gözlemlenen tek olgu enerjiyi iş yaşamı için değil kendi sağlığını toparlayabilmek gayretiyle toplama çırpınışıydı. Bu sebepten yapılan ilk çalışmada sistem yüksek bir seviyede dengeye oturmuş , evrenden yüksek miktarda enerji toplamaya ve dengeye gelmeye çalışıyordu. ( Bu noktada akla gelen ilk konuda takılıp kalmamak önemliydi. Ailevi sorunlardan dolayı hazımsızlık yaşanması yakın dönem bir ilişki modelinde bu sertlikte ve ağırlıkta fiziksel kronik bir sorunun oluşması için yeterli süre ve güce sahip değildi. B noktada öğrencinin kişisel kaçışının empati tuzağına düşmemek önemli hale geldi.)
Devam eden çalışmalar biraz daha sabır ve süreç gerektirecek tarzda sağlık sorunlarının olduğu bölgelerdeki duygusal ve enerjik brikimin temizlenmesi blokların çözülmesi ve enerji desteği verilmesi şeklinde bir süre devam etti. Bu bölgelerde ki enerjinin yumuşaması ve akışkan hale gelmesi ile birlikte sürecin bir sonraki daha derin adımına doğru ilerlememize olanak sağladı.
Aslında en temelde mevcut sorun ne evliliği nede kronik fiziksel sorunu olmadığı bu aşamadan sonra ortaya çıkacak ve çalışma esas yönüne o anda kavuşacaktı.
Sonuç olarak iş yaşamı ile başlayan yolculuk sağlık sorunları aile içi iletişim ve iş yaşamı dışında çok daha derinde hepsini yöneten farklı bir duygu ve düşünce modelinin sonuçlarından başka bir şey olmadığını ilerleyen çalışmalarda gözlemlemiştik. Bu örnekte olduğu gibi çalışma esnasında süreçten kopmak dikkatin dağılması veya yargı ile belirli bir konuda eğitmenin takılıp kalması hayati verilerin alınmasını ve yorumlanmasının önünde önemli bir engel oluşturacaktır.
– Adına karar almamak
Enerji eğitmenlerinde olsun danışmanlık desteği veren farklı meslek gruplarında olsun . Öğrenci ya da danışanlar “ne yapmalıyım”, “öyle mi yapsam böyle mi yapsam karar veremiyorum”, “bana bir yol gösterin”, “bu konuda ki öneriniz nedir ?” gibi sorular yöneltirler. Her zaman şunu derim.
-Bu benim kararım benim hayatım. Benim kimliğime uygun kararlarımı ben kendim aldım, hatalarımı ve hatalarımın olumlu ya da olumsuz sonuçlarının sorumluluğunu da kendim üstlendim. Eğer ben senin adına bir karar alır ya da kararını etkilersem bu karar senin kararın olmaz. Bu nedenle sorumluluğunu taşımadığın gibi olumsuz bir durumda kararının yükünü de taşıyamaz olumlu bir durumda ise başarının keyfini tadamazsın. Ve kararını olur kılmak adına en önemli gücü kararı kendin almaktan dolayı başarıya gidene kadar vereceğin konsantrasyonu ve buna ulaşacak gücü de kendinde bulamazsın. Bu yüzden ben sana sadece kendini tanımanı sağlayabilirim. Zayıflıklarını boşluklarını güçlü yanlarını , kim olduğunu, gerçekten neyi istediğini .. Tüm bunların ötesinde soruyu soran sen, bu kararı almak zorunda ve sorumluluğundasın.